Dino Drpić (born 26 May 1981 in Zagreb) is a Croatian footballer.
26 Haziran 2010 Cumartesi
25 Haziran 2010 Cuma
23 Haziran 2010 Çarşamba
20 Haziran 2010 Pazar
Libido canavarları değiliz tabii ki sevişmeden uyuyoruz
Yorumcu Sevingül Bahadır’ın oğlu Efe Bahadır’ın müziğini yaptığı, Sıla’nın da sözlerini yazdığı ‘Sevişmeden Uyumayalım’ ödüle doymuyor. Aslında bu başarının altında başka bir hikaye var. Birlikte pek çok şarkıya imza atan ikili çok yakın arkadaş. Altlı üstlü dairelerde komşular.
10 yıldır yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, sabahlara kadar müzik yapıp sohbet edip eğleniyorlar. Konuşurken birbirlerinin cümlelerini tamamlayacak kadar da uyum sağlamışlar. Birine söylenen kötü lafı diğerine söylenmiş sayıyorlar. Ancak şarkının aksine “Sevişmeden uyuyor, anlaşmadan ölmüyoruz” diyorlar.
BİR AYDA DÖRT ÖDÜL
* Kral TV Video Müzik Ödülleri (Yılın Şarkısı - Yılın En İyi Şarkı Sözü )
* Magazin Gazetecileri Derneği (Yılın Albümü)
* Altın Kelebek Ödül Töreni (Yılın Şarkısı )
* Avrupa Gazeteciler Derneği Ödül Töreni (Yılın Kadın Sanatçısı)
“Efe bana evde bana bazen ‘Sılahattin Abi’ diyor. Ben de ona ‘Efe Gül’ diyorum. Çünkü annesinin adı Sevingül Bahadır. Kız kardeşi Ayşegül. Ailesinden dolayı bu ismi verdim.”
*Nasıl tanıştınız?
SILA: Üniversiteden arkadaşız. Birbirimizi okul koridorlarında çok gördüğümüz halde tanışmak nasip olmamıştı. Bir gün öğrenci işlerinin kapısında karşı karşıya geldik. Sohbete başladık. Müzik üzerine konuştuk. Aynı günün akşamında evde içiyorduk. O günden beri de hiç kopmadık. On yıl oldu. (Kulağını çekip tahtaya vuruyor).
*Bu kadar kolay mı dost ediniyorsunuz?
SILA: Hayır. Aslında ikimiz de dışarıdan bakınca soğuk görünen tipleriz.
EFE: Zaten Sıla’yla okul koridorlarında, derslerde hep karşılaşırdık. O bir pervazın altında ben başka bir pervazın altında otururduk. O bana, ben ona bakardık.
*Ne zaman “Tamam, artık biz dostuz” dediniz?
EFE: Sürekli gördüğün birinin şişmanladığını ya da zayıfladığını anlamazsın ya, bu da öyle bir şey. Anlamadık, çok hızlı oldu.
*Yeni bir dostluğa bu kadar mı açtınız?
SILA: Yok canım. Ama hem meslektaş olmak hem aynı frekansta bulunmak hem de aynı şekilde mod değiştirebilmek kolay yakalanan bir şey değil.
*Aynı apartmanda oturma kararını nasıl verdiniz?
SILA: Başlarda aynı evde yaşadık. Sonra farklı evlere çıktık. Ama yine nöbetleşe birbirimizde kalıyorduk. En sonunda kendimize altlı üstlü bir daire bulmaya karar verdik. Şimdi Etiler’de o şekilde yaşıyoruz.
*Şimdi siz kanka mısınız?
SILA: Ölümüne kankayız.
EVLENSEK DE PİJAMA MESAFESİNDEYİZ
*Neden birbirinizi seçtiniz?
SILA: Efe dişime uygun (Gülüyor). Aynı yolun yolcusuyuz. Hayattan aynı şeyleri isteyip, aynı duyguları yaşıyoruz. Birimiz yorulduğunda diğeri ona omuz veriyor.
EFE: Ben bunu bir seçim gibi düşünmüyorum. Biz uzun bir yolculukta aynı vagonda yan yana koltuklara düştük. Ondan sonra da bir daha yerimizi değiştirmek istemedik.
*Yılın şarkısı ‘Sevişmeden Uyumayalım’ nasıl ortaya çıktı?
SILA: Yağmurlu bir kış günü, oturduğumuz apartmanda ve aniden.
*Şarkının bu kadar ilgi göreceğini bekliyor muydunuz?
SILA: Evet, çünkü yaptığımız zaman bizde de aynı heyecan ve coşkuyu yaşattı.
*Sevişmeden uyuyor musunuz peki?
EFE: Siz bizi ne zannediyorsunuz Allah aşkına? (Gülüyor). Libido canavarları değiliz. Tabii ki sevişmeden uyuyoruz.
SILA: Ama anlaşmadan ölmüyoruz!
*Rahat rahat seks de konuşur musunuz aranızda?
SILA: Her şeyi rahat konuşuyoruz. Seks ne yaraymış toplumda! Ne çözülmez davaymış. Sekstir nihayetinde, her şey olağan yani.
EFE: Ne seksmiş; kurtulamadık! Yazarsan tabii böyle şarkı, bu olur (Gülüyor).
*Biriniz evlenirse ne olacak?
SILA: Tabii evlilik olacak ama farklı sokaklarda oturmak istemiyoruz. Birbirimize hep pijamayla gidip gelinen bir yerde oturalım isteriz.
BİRİNİ BEĞENMEMİZ İÇİN OLAYI OLMASI LAZIM!
*Bu 10 yıl içinde hiç birbirinizden cinsel elektrik aldığınız oldu mu?
SILA: İnsan arkadaşıyla beraber olur mu? Cinsel münasebet yaşar mı? Bizim aramızda da hiçbir zaman elektriklenme olmadı. Biz kardeşiz.
EFE: “Ateşle barut yan yana durmaz” lafını söyleyen atayı da yalancı çıkardık.
*Evde hiç içinizden “Sıla da güzel kadın falan” diye geçirmiyor musunuz?
EFE: Ne demek istiyorsun canım? Evde bir yandan film seyrederken bir yandan içki içip birbirimizi mi kesiyoruz yani? (Gülüyor).
SILA: Ben kırmızı topuklu ayakkabılar, file çoraplarla falan dolaşmıyorum. Bayağı pijamalar, saçlarım toplanmış gözümde gözlüklerimle film seyrediyorum.
* “Arkadaş olmasak çok iyi sevgili olurduk” diye de mi hiç düşünmediniz?
SILA: Biz mizaç itibariyle sevgili olabilecek insanlar değiliz zaten. Kadın-erkek konusunda aynı düşüncelere sahip değiliz. Biz sadece dost olabiliriz. Zaten sevgili olsak çoktan birbirimizi kaybetmiştik. Ne bu şarkıları yapabilirdik ne de istikrarlı bir iş hayatımız olurdu.
EFE: Biz birbirimizi kaybetmeyeceğimiz sınırlarımızı çizdik. Sevgili olmak, o sınırların çok ötesinde. Orada başka sorumluluklar ve sıkıntılar var.
*Bu dostluk size ilişkiler hakkında neler öğretti?
EFE: Bana deli kadınları öğretti (Gülüyor). Şaka bir yana, kadın sırdaşı olmayan bir erkek sevgilileri konusunda hep sıkıntı çeker. Bizim dostluğumuz hayattaki en büyük lükslerden biri. *Birbirinize nasıl insanları yakıştırırsınız?
EFE: Bizim birini beğenmemiz için olayı olması lazım.
*O ne demek?
EFE: Bir şeyi iyi yapan ve hayatta yer kaplayan biri olmalı.
BİZİ ALACAK İNSANLAR KÜMESİMİZİ DE KABUL EDECEK
*Gezmeye ve eğlenmeye de birlikte mi çıkarsınız?
SILA: Yemek de beraber, eğlenmek de. Bizi sevgili zannettikleri hep olmuştur.
*E bu durumda birbirinizin kısmetini kapatmıyor musunuz?
SILA: Yok. Çünkü öyle bir enerji vermiyoruz. Sevgilinize bizim birbirimize davrandığımız gibi davranmazsınız.
*Birbirinizin sevgililerine karışır mısınız?
SILA: İlk başta tanışır ve fikrimizi belirtiriz. Bizi alacak insanlar kümesimizi de kabul edecek! (Gülüyor)
*Neler yüzünden tartışırsınız?
SILA: Aramızda çok büyük tartışmalar çıkmaz. Zaman zaman herkes gibi biz de sorunlar yaşıyoruz ama hallediyoruz.
*Peki, Efe Bahadır yaptığı bir besteyi sizden önce başkasına dinletirse arıza çıkar mı?
SILA: Aaaa... Burada gül gibi ben dururken!
EFE: Hayır, arıza çıkmaz ama Sıla dinletmeyeceğimi de bilir. İkimiz ilk önce birbirimizden fikir alırız.
*Birbirinizle en çok neler yapmaktan zevk alırsınız?
SILA: Müzik dinlemeye ve film seyretmeye bayılıyoruz. Arada birbirimize beğendiğimiz şiirleri de okuyoruz.
EFE: Gördüğünüz gibi çok sanatsalız... (Gülüyor)
*Üçer kelimeyle birbirinizi anlatsanız?
EFE: Scrabble’mı oynuyoruz (Gülüyor). İstikrar delisi, hedefçi ve feci akıllı.
SILA: Çok duygusal, arada karamsar ama daimi hedefçi.
Hakan GENCE - Hürriyet
10 yıldır yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, sabahlara kadar müzik yapıp sohbet edip eğleniyorlar. Konuşurken birbirlerinin cümlelerini tamamlayacak kadar da uyum sağlamışlar. Birine söylenen kötü lafı diğerine söylenmiş sayıyorlar. Ancak şarkının aksine “Sevişmeden uyuyor, anlaşmadan ölmüyoruz” diyorlar.
BİR AYDA DÖRT ÖDÜL
* Kral TV Video Müzik Ödülleri (Yılın Şarkısı - Yılın En İyi Şarkı Sözü )
* Magazin Gazetecileri Derneği (Yılın Albümü)
* Altın Kelebek Ödül Töreni (Yılın Şarkısı )
* Avrupa Gazeteciler Derneği Ödül Töreni (Yılın Kadın Sanatçısı)
“Efe bana evde bana bazen ‘Sılahattin Abi’ diyor. Ben de ona ‘Efe Gül’ diyorum. Çünkü annesinin adı Sevingül Bahadır. Kız kardeşi Ayşegül. Ailesinden dolayı bu ismi verdim.”
*Nasıl tanıştınız?
SILA: Üniversiteden arkadaşız. Birbirimizi okul koridorlarında çok gördüğümüz halde tanışmak nasip olmamıştı. Bir gün öğrenci işlerinin kapısında karşı karşıya geldik. Sohbete başladık. Müzik üzerine konuştuk. Aynı günün akşamında evde içiyorduk. O günden beri de hiç kopmadık. On yıl oldu. (Kulağını çekip tahtaya vuruyor).
*Bu kadar kolay mı dost ediniyorsunuz?
SILA: Hayır. Aslında ikimiz de dışarıdan bakınca soğuk görünen tipleriz.
EFE: Zaten Sıla’yla okul koridorlarında, derslerde hep karşılaşırdık. O bir pervazın altında ben başka bir pervazın altında otururduk. O bana, ben ona bakardık.
*Ne zaman “Tamam, artık biz dostuz” dediniz?
EFE: Sürekli gördüğün birinin şişmanladığını ya da zayıfladığını anlamazsın ya, bu da öyle bir şey. Anlamadık, çok hızlı oldu.
*Yeni bir dostluğa bu kadar mı açtınız?
SILA: Yok canım. Ama hem meslektaş olmak hem aynı frekansta bulunmak hem de aynı şekilde mod değiştirebilmek kolay yakalanan bir şey değil.
*Aynı apartmanda oturma kararını nasıl verdiniz?
SILA: Başlarda aynı evde yaşadık. Sonra farklı evlere çıktık. Ama yine nöbetleşe birbirimizde kalıyorduk. En sonunda kendimize altlı üstlü bir daire bulmaya karar verdik. Şimdi Etiler’de o şekilde yaşıyoruz.
*Şimdi siz kanka mısınız?
SILA: Ölümüne kankayız.
EVLENSEK DE PİJAMA MESAFESİNDEYİZ
*Neden birbirinizi seçtiniz?
SILA: Efe dişime uygun (Gülüyor). Aynı yolun yolcusuyuz. Hayattan aynı şeyleri isteyip, aynı duyguları yaşıyoruz. Birimiz yorulduğunda diğeri ona omuz veriyor.
EFE: Ben bunu bir seçim gibi düşünmüyorum. Biz uzun bir yolculukta aynı vagonda yan yana koltuklara düştük. Ondan sonra da bir daha yerimizi değiştirmek istemedik.
*Yılın şarkısı ‘Sevişmeden Uyumayalım’ nasıl ortaya çıktı?
SILA: Yağmurlu bir kış günü, oturduğumuz apartmanda ve aniden.
*Şarkının bu kadar ilgi göreceğini bekliyor muydunuz?
SILA: Evet, çünkü yaptığımız zaman bizde de aynı heyecan ve coşkuyu yaşattı.
*Sevişmeden uyuyor musunuz peki?
EFE: Siz bizi ne zannediyorsunuz Allah aşkına? (Gülüyor). Libido canavarları değiliz. Tabii ki sevişmeden uyuyoruz.
SILA: Ama anlaşmadan ölmüyoruz!
*Rahat rahat seks de konuşur musunuz aranızda?
SILA: Her şeyi rahat konuşuyoruz. Seks ne yaraymış toplumda! Ne çözülmez davaymış. Sekstir nihayetinde, her şey olağan yani.
EFE: Ne seksmiş; kurtulamadık! Yazarsan tabii böyle şarkı, bu olur (Gülüyor).
*Biriniz evlenirse ne olacak?
SILA: Tabii evlilik olacak ama farklı sokaklarda oturmak istemiyoruz. Birbirimize hep pijamayla gidip gelinen bir yerde oturalım isteriz.
BİRİNİ BEĞENMEMİZ İÇİN OLAYI OLMASI LAZIM!
*Bu 10 yıl içinde hiç birbirinizden cinsel elektrik aldığınız oldu mu?
SILA: İnsan arkadaşıyla beraber olur mu? Cinsel münasebet yaşar mı? Bizim aramızda da hiçbir zaman elektriklenme olmadı. Biz kardeşiz.
EFE: “Ateşle barut yan yana durmaz” lafını söyleyen atayı da yalancı çıkardık.
*Evde hiç içinizden “Sıla da güzel kadın falan” diye geçirmiyor musunuz?
EFE: Ne demek istiyorsun canım? Evde bir yandan film seyrederken bir yandan içki içip birbirimizi mi kesiyoruz yani? (Gülüyor).
SILA: Ben kırmızı topuklu ayakkabılar, file çoraplarla falan dolaşmıyorum. Bayağı pijamalar, saçlarım toplanmış gözümde gözlüklerimle film seyrediyorum.
* “Arkadaş olmasak çok iyi sevgili olurduk” diye de mi hiç düşünmediniz?
SILA: Biz mizaç itibariyle sevgili olabilecek insanlar değiliz zaten. Kadın-erkek konusunda aynı düşüncelere sahip değiliz. Biz sadece dost olabiliriz. Zaten sevgili olsak çoktan birbirimizi kaybetmiştik. Ne bu şarkıları yapabilirdik ne de istikrarlı bir iş hayatımız olurdu.
EFE: Biz birbirimizi kaybetmeyeceğimiz sınırlarımızı çizdik. Sevgili olmak, o sınırların çok ötesinde. Orada başka sorumluluklar ve sıkıntılar var.
*Bu dostluk size ilişkiler hakkında neler öğretti?
EFE: Bana deli kadınları öğretti (Gülüyor). Şaka bir yana, kadın sırdaşı olmayan bir erkek sevgilileri konusunda hep sıkıntı çeker. Bizim dostluğumuz hayattaki en büyük lükslerden biri. *Birbirinize nasıl insanları yakıştırırsınız?
EFE: Bizim birini beğenmemiz için olayı olması lazım.
*O ne demek?
EFE: Bir şeyi iyi yapan ve hayatta yer kaplayan biri olmalı.
BİZİ ALACAK İNSANLAR KÜMESİMİZİ DE KABUL EDECEK
*Gezmeye ve eğlenmeye de birlikte mi çıkarsınız?
SILA: Yemek de beraber, eğlenmek de. Bizi sevgili zannettikleri hep olmuştur.
*E bu durumda birbirinizin kısmetini kapatmıyor musunuz?
SILA: Yok. Çünkü öyle bir enerji vermiyoruz. Sevgilinize bizim birbirimize davrandığımız gibi davranmazsınız.
*Birbirinizin sevgililerine karışır mısınız?
SILA: İlk başta tanışır ve fikrimizi belirtiriz. Bizi alacak insanlar kümesimizi de kabul edecek! (Gülüyor)
*Neler yüzünden tartışırsınız?
SILA: Aramızda çok büyük tartışmalar çıkmaz. Zaman zaman herkes gibi biz de sorunlar yaşıyoruz ama hallediyoruz.
*Peki, Efe Bahadır yaptığı bir besteyi sizden önce başkasına dinletirse arıza çıkar mı?
SILA: Aaaa... Burada gül gibi ben dururken!
EFE: Hayır, arıza çıkmaz ama Sıla dinletmeyeceğimi de bilir. İkimiz ilk önce birbirimizden fikir alırız.
*Birbirinizle en çok neler yapmaktan zevk alırsınız?
SILA: Müzik dinlemeye ve film seyretmeye bayılıyoruz. Arada birbirimize beğendiğimiz şiirleri de okuyoruz.
EFE: Gördüğünüz gibi çok sanatsalız... (Gülüyor)
*Üçer kelimeyle birbirinizi anlatsanız?
EFE: Scrabble’mı oynuyoruz (Gülüyor). İstikrar delisi, hedefçi ve feci akıllı.
SILA: Çok duygusal, arada karamsar ama daimi hedefçi.
Hakan GENCE - Hürriyet
19 Haziran 2010 Cumartesi
Wesley Sneijder
17 Haziran 2010 Perşembe
"Annem külotunu gösterdi"
Müjde Ar, 2 yıl önce hayatını kaybeden annesi Aysel Gürel ile anılarını anlattıMüjde Ar, Derya Baykal'ın Show TV'de sunduğu 'Deryalı Günler'de 2 yıl önce hayatını kaybeden annesi Aysel Gürel ile anılarını anlattıMüjde Ar şöyle konuştu: “Genç kızlık dönemimde okuldan çıkınca 15 dakikada evde oluyordum. Annem bana, ‘Eğer geç kalırsan, okula gelir eteğimi kaldırırım’ demişti. İnanmamıştım. Bir gün birazcık geciktim. Ertesi gün okul çıkışında bir baktım; annem karşımda. ‘Müjdeee’ diye bağırdı ve eteğini kaldırdı. Altında külodu vardı ama bütün öğrenciler, yoldan gelip geçenler gördü tabii”.
16 Haziran 2010 Çarşamba
Bekim Fehmiu
Bekim Fehmiu (Bekim Fehmiju, Беким Фехмију; June 1, 1936 – June 15, 2010) was an ex-Yugoslav theater and film actor of Albanian origin.
Evinde ölü bulundu
Kosovalı ünlü aktör Bekim Fehmiu'nun Belgrad'daki apartmanında ölü bulunduğu belirtildi.
Sırbistan İçişleri Bakanı İviça Daçiç olayla ilgili yaptığı açıklamada, Zvezdara semtindeki apartmanında ölü bulunan Fehmiu'nun cesedinin yanında kendisine ait ruhsatlı silahın bulunduğunu ve bu nedenle de intihar etmiş olabileceği üzerinde durulduğunu belirtti. Saraybosna doğumlu 74 yaşındaki ünlü Kosovalı aktör Bekim Fehmiu, yüksek öğrenimini Belgrad'ta yapmış ve çok sayıda filmde rol almıştı. Sinema hayatının önemli bir bölümünü İtalya'da geçiren Fehmiu, 1971'de çekilen Amerikan yapımı "Gezginler" filmiyle büyük ün kazanmıştı.
Belgrad'daki Yugoslavya Kinotek Müdürü Radoslav Zelenoviç, Fehmiu'nun Yugoslav sinemasının en büyük sanatçısı olduğunu söyledi (aa)
13 Haziran 2010 Pazar
“Prenses doğuracak diye üç gün evden çıkmadım”
Türk pop müziğinin ünlü seslerinden Nilüfer aynı zamanda çocukluğundan beri bir hayvansever. Evinde iki kedisi vardı, kısa süre önceki doğumla bu sayı sekize çıktı: “Artık altı torunum var”
*Nilüfer hanım, kediniz doğum yapmış, gözünüz aydın...
*Nilüfer hanım, kediniz doğum yapmış, gözünüz aydın...
-Evet, torunlarım oldu. Dişi ve erkek olmak üzere iki tane kedim vardı. Erkek olan ameliyatlı olduğu için dışarıdan bir tane damat kedi bulduk ve altı tane yavruya sahip olduk. Şu an toplamda sekiz kediyle yaşayacağım.
*Yavruları başkalarına vermeyi düşünüyor musunuz?
-Hiçbirini vermeyi düşünmüyorum. Doğdukları andan itibaren onlarlayım ve onlara çok alıştım. Annesinin altı yavru kediye sütü yetmediği için biberonla bile besledim. Bu kadar emek verince, insan kedileri başkalarına vermeye kıyamıyor.
*Kediniz Prenses doğuma girdiğinde yanında mıydınız?
-Sırf doğum yaklaştı ve ben dışarıdayken doğum gerçekleşir diye üç gün evden çıkmadım. Doğum hakkında internetten ve veterinerimizden bilgiler aldık. Ameliyat eldivenlerimi takıp hazır bekledim ve doğuma yardımcı oldum. Anne genç ve tecrübesiz olduğu için yardım etmem gerekiyordu. Bir yavru doğduğunda plasentayı temizlemeye çalışırken diğer yavru doğuyordu ve anne temizleme işine yetişemiyordu. Bu yüzden ben yapmak zorunda kaldım. Pamuklarla temizleyip sıcak yerlerde tuttum. Bir hafta benim yanımda sepetin içinde yaşadılar. Onları sanki yoğun bakıma aldım. Islak fare gibilerdi. Şimdi mükemmel şeyler oldular.
*İlk günlerde neler yaşadınız?
-İlk bir hafta sabah 05.00’te kalktım. Mutfağa inip biberonla mamalarını hazırladım. Daha sonra anneleri ilgilendi. Hepsinin yaşaması da mucize... Son doğan kedinin tüyleri döküldü, kel kaldı. Böyle olunca tekrar yoğun bakım uygulanması gerekti. Hayatta kalması için bayağı çaba sarf
ettik. Şu anda hepsi sağlıklı.
“Benimle uyumak isterlerse onları geri çeviremem”
*İsimleri belli mi?
-İlk aldığım kedi Prens isimli erkekti. Dişi olana da Prenses ismini vermiştim. Böyle olunca tüyleri dökülen bebeğe de Leydi dedim ama diğerlerine daha sonra isim vereceğim.
*Geceleri birlikte yatıyor musunuz?
-Onlar benimle yatmak isterlerse geri çevirmem. Ama sekiz kediyle evdeki halimiz nasıl olacak bilmiyorum. Bir koşuşturma olacak gibi... Onları izlemek çok eğlenceli. Birbirleriyle oynamalarını, koşuşturmalarını izlemek bir bakıma terapi gibi. Şu anda çok komikler, çok tatlılar. Yuvalarına sadece annenin girebileceği bir sistem yaptık, yavrular dışarı çıkamıyorlar.
*Nasıl besleniyorlar şu an?
-Artık kuru mamayla beslenmeye başladılar. Hepsi gayet sağlıklı. Hayvanlara özel ilgim var. Onların da bu dünyada diğer bütün canlılar gibi yaşama haklarının olduğunu düşünüyorum. Üstelik bu varlıklar “ağzı var dili yok” derler ya, bir sıkıntıları olduğunda söyleyemiyorlar. Onun için daha çok acıyorum. Korunmaya muhtaçlar. Sokaktaki hayvanlara da evdeki kalan yemekleri kaplara koyup veriyoruz. Bu herkesin yapabileceği bir şey. Onlar da can taşıyor. Özellikle hayvanları öldüren kişilere aklım ermiyor. Bu işe de bir son verilmesi gerekiyor artık.
“Sokaktaki kedileri sevince evdekiler bozuluyor”
*Hayvanlara olan sevginiz çocukluğunuzdan beri var mı?
-Evet, küçük bir kızken sokaktaki kedileri eve almak isterdim. Her gittiğim yerde etrafım kedilerle dolardı. Onlar da sevgiyi hissediyorlardı sanırım. İlk kedim annemle yaşarken oldu. Köpeğim de olmuştu ama kedinin bakımı her zaman daha kolaydır. Hayatımın her anında hep bir kedi oldu. Kediler özgür ve kişilikleri olan müthiş hayvanlar.
*Dışarıda gördüğünüz hayvanların hepsini seviyor musunuz?
-Dışarıda o kadar çok hayvan var ki, hepsini dokunarak sevmem mümkün değil. Zaten tanımadığım bilmediğim hayvana da dokunmak istemem. Sevgimi başka şekillerde gösteriyorum. Evde kalan yemekleri sokaktaki hayvanlara veriyorum. Mesela bahçeme gelen sokak kedileri vardı, artık onlara da kuru mama alıyorum.
“Kedilerim evde cici cici oturan İran cinsi”
*Kedileriniz kıskanmıyor mu bu durumu?
-Evet, biraz kıskançlık oluyor. Evdeki kedilerim bozuluyor.
*Onlar hiç dışarıya çıkıyor mu?
-Kedilerim evde cici cici oturan İran kedileri... Bu yüzden onları dışarı çıkarmıyorum, hep evdeler.
*Bazı ünlülerimiz köpeklerini reklamda oynattılar. Siz kedilerinizi bir reklam filminde falan oynatmayı düşünür müsünüz?
-Yok daha neler? Benim kedilerim korkarlar. Ayrıca, evet köpeklerini ekrana çıkartılar. Çünkü köpekler daha rahatlar.
*Son günlerde gündemde olan Petek Dinçöz ve Can Tanrıyar arasındaki köpeklerin velayeti
konusunda ne düşünüyor sunuz?
-Hiçbir fikrim yok... Kendi aralarındaki bir olay. Bir şey diyemem.
*Kızınız Ayşe Nazlı kedilerinizi seviyor mu?
-Tabii ki, Ayşe Nazlı da çok seviyor, onlarla büyüdü. O da benim gibi hayvansever oldu.
*Peki, kızınız kıskanıyor mu onlara olan ilginizi?
-Yok canım daha neler? Ayşe Nazlı bir tanecik kızım...
“Barınakların plastik kap gibi basit şeylere ihtiyacı var”
Hayvan koruma dernekleri hep kendi yaptığı çalışmalar ve yardımseverlerin katkılarıyla ayakta
durmaya çalışıyor. En büyük görev yönetimlere düşüyor. Çağdaş bir toplum olabilmemiz için yönetimlerin hayvan hakları konusuna el atmaları gerekiyor. Şimdi “İnsanlık için çağdaş bir toplum olmayı başardık mı ki, hayvanlar için çağdaş bir toplum olalım” düşünceleri ortaya çıkabilir. Bu bizim yaramız maalesef. Elbirliğiyle hepimiz destek vereceğiz. Herkesin elinden geleni yapması gerekiyor.Barınakların da biraz bakıma ihtiyacı var. Gittim gördüm, çok iyi durumda değiller. Hayvanları sadece kuru ekmeklerle besliyorlar. Yine de sokakta olmalarındansa bu barınaklarda olmaları daha iyi gibi gözüküyor. Barınakların plastik kaplar gibi birçok basit şeye ihtiyacı var. Evlerde bir sürü şey atılıyor. Mesela bunların bir kısmı saklanıp barınaklara verilebilir. Çok zor şeyler değil bunlar.
Milliyet
12 Haziran 2010 Cumartesi
Marco Boriello
Marco Borriello (born 18 June 1982 in Napoli) is an Italian footballer who plays as a striker for Serie A club A.C. Milan.
7 Haziran 2010 Pazartesi
Ron Wood
Ronald David "Ronnie" Wood (born 1 June 1947) is an English rock guitarist and bassist best known as a member of The Jeff Beck Group, Faces, and The Rolling Stones.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)